Kararlar Ve Kararsızlıklar

            
              İnsan karar vermeden çorabını bile değiştiremez. İnsan kendini bildiği andan itibaren bilinçli yada bilinçsiz sürekli bir şeyler için karar vermek zorundadır. Verilen kararlar kimi zaman günlük sıradan şeyler için olurken kimi zamanda hayati önem taşırlar. 

            Kararlar her zaman bir sebebe bağlı olarak gelişir. Önce vermek istediğimiz bir karar için sebep buluruz sonrada kararımızı veririz. Sebeplerimiz ne kadar sağlam olursa kararlarımızda o kadar yerinde olur. Çoğumuz günlük basit şeyler için verdiğimiz kararlar için bile çok uzun süre beyin eforu harcar. Örneğin; hangi elbiseyi giyeceğimize, hangi yemeği yiyeceğimize, hangi filmi izleyeceğimize veya hangi kişiyle nerede buluşacağımıza karar vermek için o kadar çok düşünürüz ki bu bizi  yapmaya karar verdiğimiz şeyden daha çok uğraştırıyor. İşin püf noktası burada. Günlük rutin şeyler için verdiğimiz hızlı ve yerinde kararlar büyük ve çok önem arz eden olaylar için vereceğimiz kararların alt yapısını hazırlıyor. Çünkü beynin karar mekanizmasını ufak şeyler için verdiğimiz hızlı kararlar daha seri hale getiriyor. Beyin aldığı bu hızlı kararlar sayesinde büyük öneme sahip şeyler içinde aynı mekanizmayı devreye sokuyor. Toplumda böyle insanlara pratik zekalı yada sivri zekalı deniyor. Hayatımızı biçimlendiren, düzene sokan, yada mahfeden, hep alınan kararlar sayesinde oluyor. Çünkü insan ölene kadar her daim hayatına her zaman aldığı kararlarla yön veriyor. Sizinde bildiğiniz gibi bazen verdiğimiz bir karar için sonradan pişmanlık duyarız. Olaya birde farklı açıdan bakalım. Mesela pişman olduğunuz bir kararı düşünün, eminim o an için verilebilecek daha iyi bir karar yoktu. Yani içinde bulunduğunuz durumda verebileceğiniz en iyi kararı verdiniz,  sonradan hata olduğunu düşünseniz bile o an için durumu kurtardı öyle değil mi? Eminim duymuşsunuzdur, her durumda verilebilecek sonsuz karar vardır. Beyin bunlardan sizin için on en doğru olanı bulup saniyenin onda biri kadar bir sürede buna hükmeder. Size sadece muhakeme etmek ve kararlar arasında bağlantı kurup birini seçmek ve uygulamak düşer. (tabi yine beyin sayesinde)
           Alınan kararları uygulama esnasında fazla rahat davranıp belkide üşengeçlik yüzünden bir çok kez ertelediğimiz zamanlar olmuştur. Hatta aldığı kararı bir ömür uygulamaya koyamayıp sonradan pişmanlığı anlatan insanları dinlemişsinizdir. ''Şöyle yapsaydım böyle olurdu, şunu yapmak istedim ama yapmadım yoksa bu durumda olmazdım'' gibi bir çok hikaye dinleyebilirsiniz insanlardan. Özellikle yaş geçtikten sonra geriye kalan ömürde insanlar genelde pişmanlıklarını konu malzemesi yapıp günlerini geçirirler. Peki ne yapmak lazım? Yaş geçtiğinde sürekli pişmanlıklarını anlatanlardan olmamak için bir karar vermemiz lazım. Gördüğünüz gibi insanı rezil de eden vezirde eden hep aldığımız yada uygulamadığımız kararlar oluyor. Düşünsenize bir karar alıyorsunuz bu her şey ile ilgili olabilir, hep sonra hep sonra diye erteleyip o kararı uygulamak için oluşan uygun koşulları da kaybediyoruz. Bugün aldığımız kararları uygun koşullar dahilinde hayata geçirebilecekken, sürekli erteleyip hadi şimdi yapalım derken bir bakıyorsunuz o mis gibi koşullar kaybolmuş ve sonuç yine hüsran. Birde bunun tam tersi bir durum var. Şu an aldığınız bir kararı uygulamak için gerekli koşullar yok beklemeniz yada o koşulları belli bir zaman dahilinde oluşturmanız gerekiyor, süre bazen o kadar uzuyor ki ( yada biz sabır gösteremiyoruz) koşullar kendiliğinden oluşsa bile biz bunu fark edemeyip nasılsa olmaz diye o verdiğimiz belkide hayatımıza yeni bir soluk getirecek kararı uygulayamadan mazinin tozlu sayfalarına gömüp yıllar sonra hatırlanmak üzere rafa kaldırıyoruz.
Kararların ertelenmemesi üzerine sayısız kitap ve makale yazıldı. bir çok kimse kararları ertelemeyin derken bununla birlikte nasıl yapılacağı konusunda da bir çok yönlendirme yaptı. Fakat bu yönlendirmeler kime ve neye göre yapıldı. Böyle söylüyorum çünkü herkesin uygun koşulları ve olaylarla verdiği anlık tepkiler psikolojik olarak hep birbirinden farklı. Herkesin her olayı algılama ve uygulama şekli değişiklik gösterebiliyor. Ben size şunu yada bunu yapın diyemem çünkü içinde bulunduğunuz duruma uygun kararlar verip uygulama aşamasına geçmeniz tamamen sizin elinizde.Ancak şunu açık yüreklilikle ve içim rahat olarak söyleyebilirim, verdiğiniz karara uymak için kendinizi disipline edip bu kararı uygularken yaptıklarınızı alışkanlık haline getirirseniz bu sizin bir parçanız olur hem iradeniz güçlenir hemde kendinize olan güveniniz ve saygınız artar. Bununla beraber çevrenizde olumlu yönde sizin lehinize olacak şekilde desteğini hiçbir zaman esirgemez, yeter ki kararlı olun ve bunun arkasında dimdik durun.Mutluluk dıştan içe gelmez, içten dışa doğru yansır yani kendi içinizden başlar bütün çevrenizi sarar. Önemli kararları destekleyip hayata geçirmenin en kolay yolu yazının başında da bahsettiğim günlük olarak her zaman aldığınız küçük gibi görünen kararları seri bir şekilde sonuca ulaştırmaktan geçer.

acaba hangisini seçsem
            Bu yüzden dostlarım, kendinizi bir hiçmiş gibi görmeyin, değerinizi bilin, hayatınızın değerini bilin. Siz kendinize ne kadar değer verir ne kadar sahip çıkarsanız, sevdiklerinize de ne kadar değerli olduğunu hissettirir ve güvenini kazanırsınız. Siz güçlü olun ki onlara da gereken desteği, ilgiyi, en önemlisi hayatta bütün zorluklara rağmen, bütün engellemelere rağmen neler yapılabileceğini canlı bir örnek olarak gösterin. Bunu yaşayın, bunu görün, bunu görsünler. Her şeye rağmen...

          

Yorumlar